Dünyada her üç kişiden ikisi akıllı telefona sahip. 4.88 milyar insan ise interneti kullanıyor. Bu devasa sayılara ek olarak irili ufaklı on milyonlarca marka ve kurum, kendilerini tanıtmak için dijital mecralarda çalışmalar yapıyor. Haliyle bu durum, ¨dijital kalabalığı¨ beraberinde getiriyor.
Kendinizi Instagram’da gezinirken düşünün. Karşınıza ne kadar da çok reklam ve tanıtım çıkıyor değil mi? Keşfette gezerken ayrı, hikayelerde geçiş yaparken ayrı reklamlar bize sunuluyor. Günümüzde marka ve kurumların en büyük sorunu dijital mecralarda görünür ve fark edilir olmak. Peki bu nasıl olacak? Markalar bu dijital kalabalığın içinde nasıl fark edilir olacak? Başka bir deyişle, markalar nasıl dijitalde kaybolmayacak?
Trendleri yakından takip ederek değişime ayak uydurun.
Günümüzde her şey müthiş derecede hızlı. Bugün popüler olan bir durum yarın sıradan olabiliyor. Markaların da bu hıza ayak uydurmaları, çabuk karar alabilmeleri; kısacası hıza karşı bağışıklığı olması gerekiyor.
Özgün içerikler üreterek rakiplerinizden farklılaşın.
1996 yılının Ocak ayında, Microsoft kurucusu Bill Gates yazdığı makalesinde şu cümleyi kurdu; ¨Content is king¨. İçerik kraldır. Markanızın kurumsal yapısına göre hazırlanmış, amaca hizmet eden, merak uyandıran ve yaratıcı olan içerikler, sizi her zaman 1-0 öne geçirir. Özgün içerik; sıfır bütçeyle, sizi milyonlara ulaştırabilecek sihirli bir anahtardır. Ama üstünde ciddi kafa patlatılması gereken, çetrefilli bir yol olduğunu unutmamak gerekir.
Dikkat çeken tasarımlar kullanın.
Tasarım, markanızın kıyafeti gibidir. İnsanlar ilk başta tasarımınızı görür, daha sonra detaylara iner. Kötü, eğreti tasarıma sahip bir siteyi veya sosyal medya gönderisini kimse incelemek istemez. Logo, renkler, yazı tipi ve tasarımın bütünlüğü. Bunların hepsi markanızı yansıtır. İnsanların algısında nasıl bir izlenim bırakacağınız, en çok da markanızın tasarımına bağlıdır.
Hedeflerinizi önceden belirleyin.
“Taktiği olmayan strateji, zafere en yavaş giden rotadır.” Bu söz, M.Ö 500 yılında Çin’de yaşamış ünlü komutan, filozof ve askeri bilge Sun Tzu’ye aittir. Markanız için temeli sağlam ve akılcı bir strateji belirlenmelidir. Bu strateji de her platforma özel olarak şekillenmeli fakat bütünlük bozulmamalıdır. Markanızı dijital dünyada konumlandırmak, hangi hedef kitlelere ulaşılacağını iyi belirlemek oldukça elzemdir.
Reklam kurgunuzu oluşturmadan önce analiz yapın.
Dijitalde kaybolmamak için kime neyi göstereceğinizi çok iyi bilmeniz gerekiyor. Bunun yolu da titiz bir çalışmadan geçiyor. Her platformun kendisine ait reklam modelleri, dönüşüm oranları ve hedef kitle optimizasyonu var. Tüm bunları kendi içinde analiz edip, reklamlarınızı bu doğrultuda kurgulamanız; doğru kişilere ulaşmanızı sağlayacaktır. Peki iyi reklam nasıl kurgulanır? Bunun iki cevabı var. İlki deneme yanılma yöntemi. Doğru kitleyi bulana kadar her platform için çalışmalar yapmanız gerekiyor. Fakat bu yöntemin dezavantajları, ciddi miktarda para ve zaman kaybı yaşamanız olacaktır. İkinci yöntem ise profesyonel destek almak. Daha önce yüksek bütçeli reklamlar yönetmiş ve dinamik bir ekip, size çok ciddi yararlar sağlayabilir.
Web sitenizi kolay kullanılabilecek şekilde düzenleyin.
Bir markete gittiğinizi hayal edin. Rafları kırık dökük, alacağınız ürünü bulmanız çok vakit alıyor. İçerisi o kadar karanlık ki önünüzü göremiyorsunuz. O kadar çok gereksiz stand var ki hızlı hareket edemiyorsunuz. Ve ödeme sırasında sürekli hata ile karşılaşıyorsunuz. Oldukça kötü bir deneyim olmalı değil mi? Muhtemelen bir daha o mağazaya gitmek istemeyeceksiniz. İnternet siteleri de tıpkı anlattığımız örnekteki gibi yavaş, gereksiz butonlarla dolu ve kötü bir tasarıma sahip olursa, kullanıcı deneyimi açısından o kadar kötü olur. İşte bu yüzden kullanıcı dostu bir site, ziyaretçi sayınızı artıracak; sizi daha da görünür kılacaktır.
Siz de markanızı dijitalde daha görünür kılmak istiyorsanız, bizimle iletişime geçebilirsiniz. Uzman kadromuz ve 11 yılı aşkın tecrübemizle; profesyonel, yaratıcı ve sürekliliği olan hizmetleri sizlere sunuyoruz.