İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde şartlar ve beklentiler defalarca değişim gösterdi. Nelerin daha önemli olduğunu daha iyi kavradık ve şartlara uyum sağlamak için hem kişisel hayatlarımızda hem de internet reklamları, Facebook reklamları ve Google reklamları başta olmak üzere tüm dijital pazarlama alanında hızlı aksiyon almak durumunda kaldık. Değişen bu koşullarda müşteriye doğru şekilde ulaşmak için geçerliliğini koruyan ilkelerden en önemlisi ise hikaye anlatımı oldu.
Müşteriyle doğru şekilde iletişim kurmanın giderek zorlaştığı bu dönemde; hikaye anlatımının temeline inen, insanların temel gerçeklerine ve markanın sahip olduğu kültürel geçmişe değinen markalar en çok ses getiren çalışmalara imza attı. Bu süreçte 30 saniyelik düz bir reklam filmi ile birliktelik mesajı veren markalar ise, tüketici gözünde bir yer edinemedi.
Hikaye anlatma yönteminin başarıları sadece reklam videoları için de sınırlı kalmadı. Ürettikleri içeriklerin stratejilerini de müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik olacak şekilde değiştiren ve fayda sağlayacak hikayeler anlatan markalar da bu dönemde sahip oldukları konumları sağlamlaştırdılar. Örnek olarak maske yapma, ekmek yapma, evde yapılacak sporlar gibi içerikler hem dijital mecralarda yüksek trafikler aldı hem de bu içerikleri kaliteli şekilde sunan markalar etkileşimlerini artırdı. Buna ek olarak yerel işletmeleri destekleyen içerikler de hem kullanıcıları yeni deneyimlere yöneltti hem de insanların sahip oldukları yerel duyguları ön plana çıkardı.
Özellikle pandemi döneminin ilk sürecinden sonra, hikaye anlatımında kullanılan dil daha pozitif ve umutlu olmaya başladı. Mevcut karamsar durumdan sıkılan tüketiciler bir süre sonra bu tarz söylemlerden mümkün olduğunca uzaklaşmaya başladılar. Günümüzde şartlar ne getirecek belirsiz ancak, markaların kendilerini konumlandırmak istedikleri noktaya göre anlattıkları hikayelerin dillerini, ağır ve ciddi ya da pozitif şekilde belirlemeleri gerekecek.
Pazarlama sürecinde hikaye anlatımını başarılı bir şekilde yapmak, sanatı ve bilimi iç içe geçmiş bir şekilde kullanma becerisini gerektiriyor. Önümüzdeki dönemde de geçerliliğini koruyacak olan hikaye anlatımında sanatı, içinde bulunduğumuz şartlara rağmen değil; bu şartlar sayesinde işlerimize dahil ettiğimiz noktada tüketicilere doğru ve etkili bir şekilde ulaşacağız.