Dijital hayatımıza girdiğinden beri en büyük kitle iletişim aracı olan televizyona adeta bir savaş açmıştır. Evet belki kitlelere ulaşım açısından ilk başlarda internet kullanıcıları demografik olarak daha az olsalar da günümüzde neredeyse 7’den 70’e herkes interneti aktif kullanır halde.
Reklam açısında da bu durum gittikçe büyüyen bir savaş halini aldı. İnternet reklamları televizyon reklamlarının etki alanını gittikçe daraltıyor. Neden mi?
İnternet reklamları ölçülebilir. Marka yani reklamveren açısından bu bulunmaz hint kumaşıdır. Markanın hedef kitlesini belirleyebilir, kimlerin reklamı görmesini istediğimize karar verebilir ve reklamı onlara gösterebiliriz. Kimlerin reklamımıza geri dönüş yaptığını, nasıl geri dönüş yaptığını öğrenebiliriz.
Ancak televizyon reklamlarında bu mümkün değildir. Bir izleyici gördüğü bir reklamı hafızasına yerleşmesi için en az 4 kez o reklama maruz kalmalıdır. Elbetteki televizyon reklamlarının, programlarınında ölçülebilirliği var. Reyting denilen erişim ölçme uygulaması ile. Ancak kaç kişinin o reklamdan etkinlendiğini, ne düşündüğünü o reklamı bilinçli mi izlediğini yoksa reklama maruz mu kaldığını reyting bilemez.
Hal böyle olunca televizyon da dijitale ayak uydurmak zorunda kalıyor. Çünkü reklamverenler televizyon reklamlarına yatıracakları bütçeyi internet reklamlarına yatırmaya daha yatkın hale geldiler. İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda televizyon dünyası şekil değiştirecek, alt yapısını geliştirirerek programatik tv olarak karşımızda duracak. İzleyici erişim ölçümü, hedefleme ve reklam yatırımının geri dönüşümünde önemli bir rol oynayacak rakip görmek biz dijitalcileri heyecanlandıracaktır.